31 Mayıs 2008 Cumartesi

amma çok konuştum bugün

sanırım konuşacak kimsem yoktu ve de finallerden kaytarmak için buraya saklanmam oldukça zekice.
ufukurasa sempati duyamaz oldum. trene binip bütün kameralara el sallayarak ankaraya gittiğini gördüğümde samimiyetsiz bulmuştum. aysun kayacı, ayol atatürk bile savaş döneminde iki kadını idare ettiyse bu türk erkekleri ne yapmaz gibi bir cümle ettiğinde aysuna türklüğe hakaretten dava açılmış idi, saygıdeğer beyfendi ufukuras cıkıp bu 301'e hakarettir dediğinde, ben de öf demiştim. daha hoş olanı pınarkür, mücüdear, aysun kayacı ve başka bi kadın daha galiba? -izlemedim bunları ben gazetelerin yalancısıyım kusra bakmayın- bi program sunuyorlar ve oradan mücde ufukurasa ck ck diyerek trip atmıştı, sanırım ufuka göre aysun mankendi ve de salaktı ve 301 onun gibilere göre diildi. kim bilir belki de daha sofistike sebepleri vardı bilmiyorum. aysunun ettiği laf cok boş yani ve bundan dava acmak cidden cok aptalca, belki de ufuk gerçekten bunu demek istemişti, ama 301lerin hangisinde mantık vardı ki? ve ben nerden bilebilirdim sonuçta. ama mücde trip attı diye ufukuras hatta bağlanmış ve de öyle demek istemedim mücde hanım sizi üzmek istemem, annenizi de çok severdik vallahi -tam da aysel hanımcagız ölmüstü bu günlerde- dediğini gazetelerin tuvalet ekinde okuyunca bana biraz abes gelmişti.

bugün yine sabah gazetesinin günaydın isimli tuvalet ekinde okudum, ufuk uras 5 yıldır tv izlemediğini ifade etmiş, ona favori tv programını soranlara. neden beşş demek istedim, yine biraz tatsız geldi. ama daha dramatik olanı, allah sizi inandırsın benden daha boş şeyler yazdığı halde günaydından para alan yükselaytuğ isimli gazete yazarının, bence bi politikaci tv izlemelidir. yoksa cevresinde olup bitenlerden nası haberi olacak, mesela avrupa yakasını izlemezse anadolulu genclerin istanbula geldiklerinde yasadığı kültür erozyonunu nasıl farkedecek gibi cümleler sarfettiğini görünce sabah gazetesine mail atıp lütfen beni yazar olarak alın, yemin ederim ben daha iyi saçmalayabiliyorum demek istedim.

bu arada tvyle ilgili hoş bi hikaye daha var. ayşe hatun önalla röportaj yapmışlar ve kendisi belgesel izlediğini ve sürekli aslanların kavgasını ve geyikleri yemesini izlemekten bezdiği için tvsini iki yıl önce attığını açıklamış. ben bayağ dramatik buldum. eğer gerçekse, türkiyede sürekli salak muamelesi yapılan bir mankenin aklını sıyırıp, ben gerzek değilim dercesine discoveryde sürekli kendini yineleyen programlardaki aslanları izlemeye vermiş olması ve en sonunda tvsini atmak durumunda kalması oldukça acıklı. kanalı değiştirebilir veya bazen dvd izlerken keyifli olsun diye HD çakabilirdi. fakat sanıyorum onun da psikolojisi bozulmuş.

yehhües

radikalde bu sabah pek hoş haberler karşıladı türkish ripabliki, n'oluyor olm dedirten kalitesiz haber başlıklarını dizmek istedim. bu gerzek haberler her yıl defalarca kendini tekrar ediyor yanılmıyor isem.

1)Diyanet sonunda konuştu: Flört sadece günahmış!
2)
İmamdan kene ölümüne çözüm: İmana gelin
3)
Fransa'da Müslüman gelin bakire çıkmazsa

yalnız keneden ölen kişinin cenazesinin, imana gelin, fuhuş yüzünden oldu bu keneler hep konseptli haberin sayfasında CENAZE FOTOĞRAFLARI İÇİN TIKLAYIN yazması bütün bu haberlerden daha acayip.


hocam kanaaatime göre siz biraz madırfakırsınız

İçerik çok iyi olmuş Simin. Ama kâğıt fazla kızardı. Konuşmanda görülen dile hakimiyeti yazıda ve yazımda da görmek iyi olurdu. 1,5 aralık olmalıydı.

seviyorum ulan, uykusuzdum çok, öyle denir mi hiç. ben sana kızdım mı İPEKONGUN bilmiyorsun diye hem. sınavda iki şıkka birden basmış sonra ipekongunu, hemen gönlümü aldı madırfakır ya.



28 Mayıs 2008 Çarşamba

haydisene teenager

çok fazla şeyden rahatsız oluyorum, yani rahatsız olduğum bir çok şey var. bunlardan rahatsız olmamak istiyorum. zaten şuanda sebebini bilmediğim bir şeyden ötürü inanılmaz gerginim. gerginliğimi atmak için bir saattir internette beni ilgilendirmeyen şeyleri karıştırıyorum. feysbuktan tanımadığım birinin doğum gününe KİMLER GİTMİYORMUŞ ona bakıyorum. flickrte tanımadığım birinin çektiği fotoğraflara bakıyorum. ama içimi kaldıracak bir şey bulmak zor olmuyor. birbirini öpecek gibi duran ama öpüşmeyen iki insanı görüyorum. ÖPECEKSEN ÖP ULAN ALLAHIN CEZASI, nefret ediyorum bu belirsizlik anlarından. ns asistanının, ekstradan 2 puan isteyenler ekteki geçen yılın finalini çözüp yollasınlar yazılı mail utanmadan yollayabiliyor olmasından (ki final 8 sayfa 26 soru mu ne içeriyor) nefret ediyorum. sabancı adresime gelen, START A NEW LIFE NOW başlıklı mailin içinden enlarge your penis konseptli bir yazı çıkmasından nefret ediyorum. dün geceden ötürü bugün muazzam uykusuz kalmışken bi türlü uyumayı becerememekten, ayıklıkla uyku arasındaki ince çizgide olduğum şu dakikalarda paperın final versiyonunu yazmak zorunda olmaktan, üstüne quiz için okuma yapacak olmaktan, lisede senelerce yaymışken ruh hastası bir inek haline gelmiş olmaktan, hasan bülentin girdiği her tarih amfisinde, soru sormak için odama gelebilirsiniz diye tekrar etmesinden, yalnız dışarı çıkmaktan, insanlarla birlikte bir şeyler yapmaktan, ulaşıma hayvan gibi para vermekten, yazın ne yapacağımı bilmiyor olmaktan, yemek yemek zorunda olmaktan, sinirlenince ağrımaya başlayan sol kolumdan, sürekli şikayet ediyor olmamdan nefret ediyorum. bugün sabahtan beri hiçbir şey yapamadım zaten ama dünyada yalnızca kötü şeyler olmuyor; bugün bi arkadaşımın kollarını biraz incelmiş buldum, ÇOK SEVİNDİM. sanırım yeni bir hayata başlamak için büyük bi penis şart değil arkadaşlar.

25 Mayıs 2008 Pazar

lavalavalava



dün sıkıntıdan insan langırtını bile zorladık, iki gol yedim. takım arkadaşlarımı hüsrana uğrattığım için büyük acılar yaşadım.

23 Mayıs 2008 Cuma

onaltımartikibinbeş

16mart2005

geçen mevsimde
biri, ricam üzerine,
büyük bir baloda
tanıştırdı beni sizinle!
sevdim sizi, ben,
söylemeye ne hacet!
siz beni sevdiniz mi?
buna inanmadım hiç.

(ma mere, p.80)

21 Mayıs 2008 Çarşamba

allah beni sınıyo

bugün okuldan sonra yeni bi arkidişle taksime gittik, şatılın arka tarafına doğru oturduk. burdan tüm şatılcı gençleri uyarıyorum; ön taraflarda soğutma işe yarıyor ama arkalara yetişmiyo bu hayvan sıcaklarda. ben de medeni cesaretimi kullanıp şoför beye gittim ve şoför bey klimayı biraz daha açar mısınız dedim fakat adam benle konuşurken sürekli arkaya bakarak konuşuyodu ve kesin kaza yapacaktık ben de neyse sikerler diyip yerime döndüm tabiy. neyse gittik danışmanda oturduk, danışman nispeten soğuktu. eve dönerken bindiğim dolmuş bozuldu 3 kez durduk şöfer efendi genç bi beydi, inip 15 dakka bekletti bizi her seferinde, canı saolsun hiç kızmadım çünkü motorun ne kadar ısındığını klimanın içeri üflediği alevli havadan ben de çok pis anlamıştım. eve gelmem baya uzun sürdü doğal olarak. neyse eve geldim. sabahtan beri yarım tostla durduğumu ve bi lipton icetea, altı çay bi de bira içmiş olduğumu farkettim, midem çok hoştu. yemek yiyemeyecek kadar umutsuzdu. moliyi parka götürdüm. kaka çiş yaptı. eve döndüm yeğenlerim bağırıyorlardı. sonra birinin bezini benim odamda değiştirdiler. onlar gidince camı açtım, koku da gitsin diye. fakat bu esnada bizim kapıcının oğlu beyfendinin arkadaşlarından biri de askere gidiyordu. bütün mahalleli toplanıp, en büyük asker bizim asker diye bağırdılar. ve ben yarınki mühim mini sınava çalışmaya çalışıyordum. sonra, TEKBİİR diye bağırdılar, ardından da ALLAHUEKBER dediler. bunu bi kaç kez tekrar ettikten sonra yoruldular. löylöy mü çekyonuz olm demedim kesinlikle, geçen ramazan cinnet geçirip camdan davulcuya bağırdığım gibi de bağırmadım hiç. onlar allahuekber demeye devam ederken ben de YA SABIR diyordum, sepese sınavı ne olacaktı peki ve tam şu cümleyi yazarken ÇALMAYA BAŞLAYAN ZURNA?

20 Mayıs 2008 Salı

bazen burdan

HELP diye bağırmak istiyorum. sadece buradan değil. duyulabilir, görülebilir her noktamdan S.O.S. vermek istiyorum. ama çoktan öğrenmedik mi sürekli başka şeyler anlatıp söylemeyi?

17 Mayıs 2008 Cumartesi

saturday night fever!!

bir cumartesi akşamını daha evde ve yatakta geçiriyorum. hastalıktan yatıyor olmasaydım, dışarıda da eğlenecek bir şey nasılsa bulamayacak oluşumdan ötürü pek üzülmüyorum başta bu duruma. ama nefes alırken canım yanıyor. üzücü olan şey ise animal planetten alınmış saçmasapan lemur vidyoları izliyor olmam. they're black out junkies filan diyor belgeseli sunan adam. ağlayabilirim. hayır bu gece erken bitse bari, ama yeni uyandım yani allah kahretsin.

16 Mayıs 2008 Cuma

ayrıca -dünya şimdi daha mı güvenli?

bilet fiyatlarınızı gördüm, sahne arkası gösterimlerinizden altı sıfır atın organizatörlerin kafasına diyorum. 2003te 30 ytl, 2008de 75ytl, hatta sahne önü diye ayrı kategori yapmışlar 112 ytl! iyimişşşş. fun!

15 Mayıs 2008 Perşembe

j3f02f3

dün akşamüzeri yorgunluktan ölürken biraz stüdyoya gidip kestirmek gibi bir cinlik yapayım dedim. sonra ismini nüksetmek istemediğim bi arkadaşın ödevine malzeme bulmak amacıyla erotik site aradık fakat hep hardcore çıktı. mecburen hardcore pronoların arasından foreplay görüntüleri yakalamaya çalıştık, fakat 60 saniyelik görüntüler genelde daha mühim dakikalara yoğunlaşmıştı. arkadaşın arama motoruna yazdığı bi sürü hoş kelimeye rağmen verimli sonuç alamadık. laçkalığımızı sorgulayamayacak kadar laçkalaşmış olmak güzel bir şey.
neyse akşamın bi saati eve döndüğümde erkenden yatayım dedim ama o kadar yorgundum ki uyuyamadım. vidyolardan değil tabii, arasınavlar saolsun. ama bugün, günler sonra, çok şükür tansiyonum düştü de günışığını kaçırıp balkabağına dönüşmeden eve dönmeyi başardım. uyuyacağım ve kalkıp tekrar çalışacağım. beş alan ben olacağım:(

13 Mayıs 2008 Salı

vöeaah

grupça yapılan her ödevden, projeden tiksinmemek elde değil. bugün de maalesef biriyle ortak bişi hazırlamam gerekiyordu. o esnada cocugun leptıbında gugildan bişi aratmam gerekti, tam yazıodum ki evelki aratmalarda "döl yutmak hamilelik" ve türevi bi dolu kayıt çıktı. sevgilisi var bu arkidişin, ama namuslu(!) takılyolar bu aramalardan anladıgım kadarıylan. allahım yerabbim diyorum, amma içimden tabiy. aynı arkadaş daha önce de 2 vodka içtikten sonra bana bekaretle ilgili düşüncelerimi sormuştu. allahım cok acayib insanlar var, sen bizi koru. amin.

6 Mayıs 2008 Salı

pıt

günlerdir çok yorgun olmama rağmen doğru dürüst uyuyamıyorum, ya uyumayı bereceremiyorum ya da sıkıntılı rüyalar görüp sürekli öldürülüyorum. dün gece yatmadan önce de böyle olacağını artık kabullenmiştim neyseki bu gece öldürülmedim daha saçma bir rüya gördüm. deniz manzarasına sahip bir çaycının terasındayız -rüyamda- sevdiğim biriyle. aylar sonra ilk defa görüşüyoruz sanki. ama o aniden yan masadaki cemil koçakla ingilizce öğretmenliği sınavları -bu ne ya:((- hakkında konuşmaya başlıyor. ulan ben senin için onca sıkıntımdan kalktım geldim oturuyorum, sen şimdi ne bu ingilizce lan demiyorum. çaycıda kafamı yastığa koyup, oturduğum yerden kalkmadan üzerime yorganımı çekiyorum. fakat muhabbet bitmiyor. sonra bi bakıyorum kalkmışım, sessizce içeri girmişim, küçük bir cam buluyorum. tamam burdan aşağı atabilirim kendimi. cam biraz yüksekte, tırmanmam gerek ama bir bakıyorum ayağımda 4 sene evel birilerine verdiğim kocaman ve ağır patenlerim. pes etmiyorum ama garsonsu biri geliyor. beni yukarı, çay içilen yere geri götürüyorlar. sonra yanımdaki arkadaşım kız arkadaşıyla buluşacakmış, başka bir köşeye oturalım orda avea daha iyi çekiyor diyor. iyi. geçiyoruz. oradaki tipsiz adamlar bana, neyi protesto ediyordun ehe ehe diyorlar, hatta biri sekülerizm mi diyor -ulan ne alaka?- , o zaman ağlamaya başlıyorum ve buna, hayata dair anlık bir anlam yüklemek zorunda mısınız diyorum. uyandım. eşek herifler.

3 Mayıs 2008 Cumartesi

kem küm

bir kaç yaşlının toplaştığı her ortamda konunun siyasete dönmesi, sonra doğuya yönelmesi sonra yaşlılar ve ben olarak kavga etmemiz fakat azınlıkta kalmış ve çocuk oluşumdan ötürü kimsenin benim dediğime inanmaması filan bunlar mühim değil. ama bugünkü kadın az evel benim için, işte sen de bu konuşmalarla öğreneceksin dedi. bunu demeden az evel; zenciyi beyaz yapamazsın, bazı şeyler genetiktir, benim annemde eğitimsizdi ama urfada pis elleriyle bardağı ağzından tutup uzatan adam gibi değildi hiç de bi kere dedi. bunlara ek olarak bazı insanların genetiksel olarak aptal olduğunu versen de alamayacaklarını, doğudakilerin alma kapasitesi olmadığını söyledi. kürtleri sevmediğini söyledi. seneler evel de hiç unutmam, simin sen TM seçmişssin senin gibi zeki bir kızın TM ile işi ne, mühendis filan olmalısın demişti. saolsun ben de mühendis oluyorum. o zaman da tiksindiğim bu mantalitenin yoğun etkileriyle yıkılmış bir duvar olarak görmesem de kendimi artık, zamanında yaptığım tercihlerde -vallayi yönelimim yoktu hiç- bu yıkımın büyük etkisi vardı, ÇÜNKÜ BEN ZEKİYDİM ve MÜHENDİS OLMAM GEREKİYORDU. neyse. yine de bugün, bu kadına, seneler sonra ilk kez biraz sempati duyabildim. nedenini ben de hiç anlayamadım. sanırım ÇOK DOĞALDI ondan. aslında iyi insanlar lan, bu dedikleriyle yaptıkları asla uyuşmayan herkeslerden kendisi ve kocası. adam da fabrikasında çalışan insanlara, makinelerin gürültüsünü engellesin diye kulaklık, tozdan rahatsız olmasınlar diye maske almış zamanında, yalvarmış yakarmış taktıramamış. inandım ona; ama bunun birçok şeyi açıklamak için hiçbir şey ifade etmediğine onu inandıramadım, ve bu duruma pek de üzülmedim.


2 Mayıs 2008 Cuma

beni pirensin mor yağmurlarında yıkansınlar.

amman yanlışş anlaşılmasın, türk popunun aşksız prensi rober hatemodan bahsetmiyorum tabii ki.
prince coachella festivalinde radiohead creep coverlamış, ben de büyük arzularla yutupta vidyosunu arattım mamafih npg records vidyoyu hişş kopirayt denen bişi var diyerekten kaldırtmış, geriye üzülmek kalıyorr. yine de coachella'da söylediği purple rain'in 46 saniyelik bi kaydını yutupta bulmak mümkün:( havalı durur belki diye buraya koyacaktım ama yutup hesabım olmadıgı gibi açmaya da üşendim. tenx