27 Mayıs 2012 Pazar

pazar sabahı

daha güzel sabahlara uyanabilmek istiyorum, hergün twitter'ı açar açmaz türkiye'deki korkunç gündeme bakakalmak kolay değil.

sabah tek başıma kahvaltı etmeye gittim, sonra buradaki pazar yerinde toulouse'daki tüm ülke derneklerinin stant kurduğunu fark ettim. bizim topraklarımızdan gelen üç ayrı stant vardı, kürt, türk ve alevi. kürt ve türklerin yeri erkekler tarafından domine edilmişti, alevilerinkindeyse sadece iki tane gözlemeci teyze vardı. gözlemeci teyze olayını hiç özlememişim, neyse. kürtlerin standında kürdistan haritası ve bol bol fotoğraf vardı. filmden basılmış apo fotoğrafları, büyük bir de apo bayrağı. normalde suratlı bir bayrak görmeye pek alışık olmadığım için, bir de kürtlerden başka kimsenin standında suratlı bayrak olmadığı için öyle ilginçti. fotoğraflara baktım biraz, büyük ihtimalle normalde pek sağda solda bulunmayan fotoğraflar, özenle bir dosyaya yerleştirilmiş sergileniyor. burada eski pkk üyesi baya insan var, hatta eskiden yayın ayağının başında olan adam babama çay ısmarlamıştı. şartlar gereği türkiye'ye geri dönemiyorlarmış. neyse, hüzünlüydü çünkü kürtlerin standındaki abi saz çalıp türkü söylüyordu, ben kürtçe bir şey söyler diye bekledim ama bizim klasik türkülerimizden birini mırıldanıyordu. alevi standındaysa zaza filan yazmışlar kağıda, fakat geri kalan bütün yazılar fransızca ve türkçe'ydi, yani zazaca bir şey yazmak yerine zaza yazıp bırakmayı tercih etmişler, tebrik ettim. türklerin standında bir halt yoktu, pamukkale marmaris filan broşürleri doldurmuşlar geyik yapıyorlardı. ermenilerse cezve getirmişler, türk kahvesi pişiriyorlardı.

the end
bu da 3 sene sonra böyle bi blog entrysi olsun.

Hiç yorum yok: