11 Ekim 2008 Cumartesi

cümağ !

uzun süredir sokaklardan bahsetmediğimi fark edip piyasa rehberimin hüsrana doğru gittiğini görünce dün akşam içine dahil oldüğüm çeşitli mekanlardan dem vurmak istedim. ama bunu yaparken bi takim pablik statementlar ortaya çikarsa bunnarin arkidişlerimi kapsamayacağinin ALTINI ÇİZERİM.

neyse dün evden hiç çıkmak istemiyorum diye diye ilk iki saati ektim, sonra c++ labını kaçırmamak için okula aktım, sosyoloji asistanımız hasret muhteşem bi insandi diyebilirim ek olarak. hem delikanli bi kadin hem de ince espriler ayarlar göndermelerle gönlümü kazandi, 25 kişilik sınıfta bi kez söylediğim ismimi şıp diye de öğrenince kendimden geçmedim değil, MÜHİM BİRİSİYİM.

orhanli sinirlarindaki ilginc habitatımızdan çıkıp eve dönüp yıkanıp tekrar karaköye ulaşmam akşam sekizi buldu. hafriyat'ta her zamanki o galeri piyasası tribi mevcuttu, bu konuyla daha önceden bin kere yapılmış esprilerin aynısından yapıp kendimden tiksinmek istemiyorum. sadece tuvaletin taşması filan değişikti diyebilirim ama erken teşhis dünyayı büyük bi felaketten korudu, teşşekkürler tanrim amin.

ceren ile ben newest maceralarımızı paylaşmaya dalmışken, emreyle ufuk'un şirin büfe isimli yerde sandviç semirip muhteşem bi cüma geçirmesi biraz hüzünlüydü. hafriyatta duvara monte edilmiş alçımsı eserleri çeşitli insanların gerek kafa gerek omuz atmak suretiyle yerinden oynatması, of nası uyarsak ki hay allah derken yine de smiley birisi olmaya devam edebilen korayı fazla sarsmamıştı çünkü az evel sarhoş bi arkadaşının resimlerden birini duvardan söküp elinde gezdirmesinin şokundan kurtulamamıştı belki de, bilemem.

ben aslında biraz bunalımdaydım ve evet bugün içeyim gençliğimin tadını çıkarayım diye fırlamıştım bi nebze, fakat olmadı niye bilmiyorum, ceren benden daha sıkkın gözüküodu belki ondan, onu mutlu etmek için urban'ın en uyuz garsonuna en sevimli halimle gidip, yalvarırım garson beyefendi şu tatlı hanıma şekerli bi türk kahvesi servis eder misiniz bile dedim, ama it didn't wörrk.

urbanda çok neşeli bi üçlü olarak bi takim arkadaşlarımız da bulunuyolardı, ben de neşeliydim ama onlarin neşesi daha kıskanılası bişiydi sanki. sarperin silivri maxi'de 40 tane kasa bulunmasına dair tespiti çok heycan vericiydi , klasisin atari salonunaysa fırsat bulsam yine gidebilirm, idunno. neyse işte, bi çok insanı görmüş bulundük dün, gelenimiz gidenimiz coktu allah razı olsun, insan SEVDİKLERİNİ her zaman göremiyo, sevindim cidden de.

bu da böyle pek pozitif bi blög entrisi oldu, olsun.

Hiç yorum yok: