18 Ekim 2008 Cumartesi

hüsran.

şaşırma konusunda iddialı biri olabilmeme rağmen bu hafta hiç mi ilginçlik yok? yok. tanıklık ettiğim en dikkat çekici şeyleri zorlama da olsa aktarmaya çalışayım. şatılda ipodumun şarjının bittiği gün, yanıma uzun saçlı erkek dünyasından birinin düşmesi -metalci sandıydım amma velakin- halk arasında HİYAHE diye bilinen kod adı zombie olan cranberries şarkısından tut ne bileyim yeni nesil evanescence'a kadar hoş bir çerçevedeki müzikleri son ses dinleyerek yolculuğuna devam eden bu gençle birlikte ergenlik bunalımına dokuzuncu kez girdim mi? girdim. o yolculuk sırasında sık sık çocugun kafasını ısırmak ya da ne bileyim saçından tutup kafasını bi yerlere vurmak arzusu duydum, gerçekten zor bi süreçti -vurmamak-sesi kıs ne olur diye yalvarmamak-seviyeli bi insan olmaya calısmak-kulaklıktan dış dünyaya yayılan cızırtıya tahamül etmek arasında gidip geldiğim süreç- , sonuçta asi hormonlarım depreşmişti, ne bileyim. eve dönüp annemle kavga etsem diye bile düşündüm ama okula ulaşmıştım bi şekilde. çocuğun müziği dinlerken kah eliyle davul çalıyormuş da bagetle trampete vuruyormuş gibi yapması, kah gitar calıyormuscasına parmaklarını kıpıştırdatması filan uzun süredir yüzleşmediğim gerçekliklerdi, ne de güzeldi yüce rabbim. başka bir şey oldu mu sevgilim blog? vallahi olmadı. bütün hafta manyaklar gibi koşturduğum, pijamamın bluzunu polarla kamufle edip molinin ihtiyacını gidermesine filan yardım ettiğim, 0.2 saniyede upload ettiğim 12kb'lik dosyayı prosedürü unutup ziplemeden submitlediğim için mis gibi hazırladığım cs ödevinden puan kaybettiğim, ders icabı kartal tibetli bağdat hırsızını izlemek zorunda bırakıldığım güzide bi haftaydı, ALLAH BABA bu günlerimizi aratmasın.


3 yorum:

Adsız dedi ki...

Demek halkı küçümsüyorsun...

alimay dedi ki...

"kafasını ısırmak ya da ne bileyim saçından tutup kafasını bi yerlere vurmak arzusu duydum, gerçekten zor bi süreçti"

işte ben bu hissiyatı sen konusunda sürekli yaşıyorum.

blablabla dedi ki...

aliler karıştı